“EY KOZMETİK…HEP GENÇ KALACAK MIYIM?”
Hiçbirimiz yaşlanmak istemiyoruz; bu nedenle mümkün olan tüm önlemleri almaya çalışıyoruz… Bunların dışında bir ortak noktamız daha var; aklımızdaki sorular…
1. KULLANDIĞIMIZ CİLT BAKIM ÜRÜNLERİ KIRIŞIKLIKLARI YOK EDEBİLİR Mİ? YAŞLANMAYI GECİKTİREBİLİR Mİ?
Temel cilt bakım ürünlerinin gözle görülebilir etkilerini farketmek ve işe yarayıp yaramadığını test etmek oldukça kolaydır. Yüzümüzü yıkadığımız ürünler ciltte temizlik sağlar, tonik geriye kalan makyaj kalıntılarını temizler ve cildi yatıştırır. Cildimizi temizlediğimiz pamuğa bakmak bunu anlamak için yeterlidir. Nemlendiriciler ise cilde nem takviyesi yaptığında bunu dokunarak hatta cildimizdeki gerginliğin azalmasından bile kolayca hissedebiliriz.
Peki ya anti-aging ürünlerin cildimiz üzerindeki etkileri?
Son yıllarda yapılan tüm araştırmalar, cilt tiplerine ve cilt endişelerine özel olarak üretilen anti-aging ürünlerin içerikleri ciltteki yaşlanmayı geciktirdiğini kanıtlıyor. Düzenli kullanımda bu tip ürünler ilk kırışıklıkların belirme zamanını erteliyorlar ve böylece yaşlanma sürecini yavaşlatıyorlar. Oluşması muhtemel çizgi, kırışıklıklar ya da sarkmaların ihtimali ve görünümü azalıyor.
Bu da demek oluyor ki; kırışıklıklar bir anda yok edilemiyor, yaşlanmanın önüne geçilemiyor ancak süreç yavaşlatılabiliyor. Bunun nedeni, yaşlanmanın kişinin genetik kodları, çevresel faktörler, kişinin(fiziksel ve duygusal) yaşayış tarzı gibi bir çok faktöre de bağlı olması.
2. PEKİ, YAŞLANMADA GENETİK FAKTÖRLER NE KADAR ETKİLİ OLUYOR?
Genetik kodlarımız cilt yaşlanmasının en önemli belirleyicilerinden. Yapılan araştırmalara göre, genlerimiz nasıl yaşlanacağımızı %25 oranında belirliyor. %75’lik kısmından kendimizin sorumlu olması bence umut verici
3. ANTI-AGING ÜRÜNLERİ KAÇ YAŞINDAN SONRA KULLANMAYA BAŞLAMALIYIZ?
Cildin doğal şekilde(kendi kendine) üretmekte olduğu lipid, kolajen, hyalüronik asit gibi maddeler cilt tarafından daha az üretilmeye başlandığında ya da üretilme hızı azaldığında, yaşlanma sürecimiz başlıyor. Bu süreç tam da bu nedenle 20’li yaşların ortalarına denk geliyor. 20’li yaşların sonlarına doğru cildin hyalüronik asit gibi yoğun nem tutucu maddelerle ve diğer antioksidan içerikli cilt ürünleriyle desteklenmesi öneriliyor. Ayrıca UV güneş koruması içeren ürünlerin kullanımı da yaşlanmanın önlenmesi açısından oldukça önemli.
4. YAŞLANMA KARŞITI ÜRÜNLERİN İÇERİĞİNDE HANGİ MADDELER OLMALI?
Anti-aging ürünler; özellikle kolajen üretimini destekleyen, serbest radikallerle savaşarak antioksidan oluşlarıyla bilinen maddeleri içermeli. Bu nedenle kozmetik sektöründe C ve E vitaminleri, retinol, Koenzim Q10, bakır, çinko, magnezyum, ayrıca peptit ve hyalüronik asit gibi nem tutucu maddeler kremler ve serumların içinde yoğun olarak kullanılmakta.
Ayrıca güneş koruması olmaksızın güneş ışınlarına maruz kalan cildimizin yaşlanma sürecinin hızlandığı ispatlanmış bir gerçek. Bu nedenle bakım kremlerimiz mutlaka UV koruması içermeli.
5. PEKİ GECE KREMİ VE GÜNDÜZ KREMİ AYRI AYRI KULLANILMALI MI? GECE KREMİ KULLANMAK YAŞLANMAYI YAVAŞLATIYOR MU?
20’li yaşların ortalarından sonra eski etkinliği azalarak, minik adımlarla yaşlanma sürecine doğru ilerleyen cilt; 30 yaşından itibaren gece ve gündüz kremi kombinasyonu ile desteklenmeli. Gündüz bakım kremleri gün içinde özellikle UV ışınlarına ve diğer çevresel etkenlere karşı koruma duvarı oluşturur. Güneşin zararlı ışınlarına, cildin doğal işleyiş ve yenilenme sürecine zarar veren serbest radikallere karşı savaşı cildi koruma altına alır.
Gece bakım kremleri ise; cildin onarım ve yenilenme sürecinin en hızlı olduğu gece saatlerinde cildin bu fonksiyonlarına destek sağlamak için üretilir ve kullanılır.
Bu nedenlerle her iki tip kremin cilt üzerinde ayrı ayrı etkileri ve gereklilikleri var. Her ikisinin kullanımı ise ciltte optimum denge yaratır.